16 Ağustos 2015

Yedigöller ve Abant Gezisi(7-9 Ağustos-530KM)

Ybr'yi sattıktan sonra bir yıl kadar motosikletsiz kaldım
Bu yaz Kymco Agility 200i alıp tekrardan gezilere başladım. Bana çok yakın olmasına karşın
Abant ve Yedigöller'e hiç gitmedim gezi planı olarak önceliği buralara verdim.
Bu geziyi Değerli dostum Hakan ile yaptım.
Benim rotam.


Hakan Ankara dan geldi, Bolu da buluştuk.Buda onun rotası

Hazırlanıp yola çıktığımda saat 11:00'e geliyordu.


Evden çıktığımda son derece nemli ve boğucu bir hava vardı.
Bir an önce bu boğucu ve kasvetli havadan kurtulmak için neredeyse hiç gaz kesmeden yol alıyorum.
Bolu dağını ilk dinlenme yeri olarak belirliyorum. 
Bolu dağını tırmanınca nemli bir serinlik hissediyorum.
Yemek ve dinlenme derken bir saat kadar oyalanıyorum.


Vaktim bol ağırdan alıyorum hatta eşyamın yerleştirme şeklini beğenmiyor açıp tekrar yüklüyorum.


Öğleden sonra saat üç gibi Bolu'ya varıyorum.
Bundan sonra Hakan'ın Ankara dan gelmesini bekleyeceğim.
Aksilik olmaz ise akşam yedi gibi Bolu da olacak. Scooteri park edip biraz etrafı dolaşıyorum.


Bolu'nun ana caddelerinden birini trafiğe kapatmışlar.İçine oturulacak yerler ve bisiklet yolu yapmışlar.
Gözüme çok sayıda bisikletli çarpıyor sanırım bisiklet yolu iyi bir teşvik olmuş.


Planda akşam Yedigöller yoluna çıkmak var. Etrafta birkaç kişiye soruyorum yolun durumunu.
Gece yolculuğa uygun olup olmadığı ile ilgili net bir fikir edinemiyorum.

Ankara dan yola çıkan Hakan daha yolun başında şiddetli bir sağanağa
yakalanıyor ve bir petrol istasyonunda bekliyor. Bolu ya ulaşması uzun süreceği
anlaşılınca geceyi Bolu merkezinde geçirmeyi kararlaştırıyoruz.Plan değişince hemen kalacak yer bulmaya koyuluyorum.Hakanın Bolu'ya ulaşması gece 11:00'i buluyor


Van da tanışmamızın ardından iki yıl geçmiş tekrardan bir araya gelmekten son derece keyif alıyorum.
İki dost bir araya gelince muhabbet ediyoruz doyasıya.
Geceyi otelde geçiriyoruz.İyi bir uyku çekip sabah 9 dan sonra hazırlanıp yola düşüyoruz.



Bolu'nun yükseltisi 700 m üzerinde Yedigöller yolunda önce 1700 m yükseltiye
tırmanıp sonra yaklaşık 1300m rakıma ineceğiz. şehir merkezini ardımıza bırakıp
stabilize yola giriyoruz. Yol kenarında bir çeşme görünce kahvaltı yapmak için mola veriyoruz.



Kahvaltı ve muhabbetin ardından tekrar yola düşüyoruz.
Yükseltimiz  giderek artıyor yol giderek bozuluyor bol taşlı ve çukurlu yolda hızımızı oldukça düşürüyoruz.
Heybetli ormanın içindeki zorlu yol maceralı görünüyor.



Yolun zorlu bir kısmını geçiyoruz karşımıza çıkan manzara işte ödülünüz der gibi.
Durup hem fotoğraf çekiyor hemde dinleniyoruz.







Yola devam ediyoruz. İçimde büyüyen yolun düzeleceği umuduna inat yol dahada bozuluyor
42 km yi 2 saat gibi bir sürede tamamlayıp yedigöllere ulaşıyoruz.


(Girişteki asfaltlı kısım sadece yüz metre herhalde onca yolun zahmetini unutturmak
için son kısmı süsleyip sunmuşlar)



Milli parkın içine girdiğimizde önce küçük bir şaşkınlık yaşıyoruz.
Hatta espri yapıyoruz'' Bunlar göl değil yağmur birikintisi diye''
Buradaki göller toprak kaymaları sonucu vadinin önünün kapanması ile oluşmuş heyelan set gölleridir.
Parkın zengin bir bitki örtüsü var.
Hakim ağaç tipi Kayın olmakla bitlikte meşe, gürgen, kızılağaç, karaçam, sarıçam,
göknar, karaağaç ta görülmektedir. Kayın ağacı yapraklarını döktüğü için sonbaharda
bölge görsel bir şölene dönüşmektedir. Yedigoller'e asıl sonbaharda gelinmesi gereken bir yer
olduğunu anlıyoruz. Etrafı gezip bol bol fotoğraf çekiyoruz.










Bu göllerde sonbaharın harika yansımalarını fotoğraflamak için muhakkak sonbahar
mevsiminde gelmem gerektiğini düşüyorum. bir iki saat dinlendikten sonra yedigöllerden ayrılıyoruz.
Gene aynı zorlu yolu geri dönüyoruz. Bolu'ya vardığımızda akşam için yiyecek temin edip
kentin güney batısında merkeze 44 km mesafedeki Abant gölüne doğu yola koyuluyoruz. Yol oldukça düzgün.




Abant'a ulaştığımızda hava kararmak üzere idi. Gölün  etrafında bir tur atıyoruz.


Güneş gölün üzerinden elini çekerken bizde kamp yerinin yolunu tutuyoruz.

Kamp alanında önce çadır kuracağımız yeri belirliyoruz. Hem yorgunuz hemde çok acıktık.
Ben ateş yakıp yemek işi ile uğraşırken Hakan çadırı kuruyor, su getiriyor.




Karnımız doyunca keyfimiz geliyor. Çayımızı demleyip koyu sohbete dalıyoruz.
Etrafta Başka kampçılar da var.
Birçok çadır ve karavanda elektrikle aydınlatılmış(kamp yerine elektrik sağlanmış)
Bilgisayarı koyup film izleyeni görmek beni düşündürüyor. Serdar Kılıç'ın dediği şu söz aklıma geliyor
Aslında doğada nesli tükenen varlık insandır.
Gece rahat bir uyku çekiyorum. Sabah güneş doğmadan uyanıyorum. Gün doğarken gölün etrafında gezip fotoğraf çekmek istiyorum.



Etrafı çam, meşe, kayın, gürgen ağaçlarından oluşan ormanlar ile kaplı bu göl, abant deresi vadisinin heyelan sonucu kapanması ile oluşmuştur. Sabahın bu erken saatinde golün etrafı çok sakin hiç ses yok.
Akşam Abant'a gelirken karşılaştığım otomobil ve insan seli beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Yedi göller buraya  göre daha tenha idi.
Bunu ulaşımın zor olmasına bağlıyorum. Dün yedi göller yolu için sarf ettiklerimi geri alıyorum.
Sanırım bir yere otomobil ile ulaşım kolaylaştıkça orası doğallığını yitiriyor.
Güneş yükselirken fotoğraf çekiyorum.




Saat 8 gibi kamp alanına dönüyorum. Hakan da uyanıyor.Çadırımız küçük olduğundan
motosiklet örtüsü ile ek yapmıştık.




Hakan Eşyaları toplarken ben çay demliyorum. Kahvaltı, muhabbet, motorları yükleme
derken saat 11:00'i buluyor. 



Abant'tan ayrılmadan önce gölün etrafını dolaşıp fotoğraf çekiyoruz.






Öğle vakti Abanttan ayrılıp Mudurnu ya doğru sürüyoruz.

Mudurnu'ya kadar keyifli sürüşten sonra yol ayrımına geldik.Bundan sonra yolumuz ayrılıyor

İki yıl önce yollarımız Van-Gevaş ayrımında ayrılmıştı. Bugün de burada ayrılıyor. Kesinleşmemiş
bir tarihte tekrardan görüşme dilekleri ile vedalaşıyoruz.


Mudurnu Sakarya arasında köylerin arasından keyifli bir yolculuk yaptım. İnsanlara, köylere
güzel manzaralara tanık oldum.


Çay ve Yemek molası veriyorum.


Akşam üstü yorgun ama yolculuğun keyifli aydınlığı ile eve ulaşıyorum.

1 yorum:

Unknown dedi ki...


Motosiklet
çok güzel bisikletler ilginç ve güzel de

İNÖNÜ YAYLASI GEZİSİ (13.04.2024)

13 Nisan Cumartesi günü scooter ile İnönü yaylasına çıkmak  için önceden plan yapmıştım. Ömer de bana eşlik edecekti ama son anda işi çıktığ...