01 Ekim 2015

Marmara'nın Güneyi: Kapıdağ ,Kuş Gölü, Ulubat Gölü, İznik Gezisi(19-22 Eylül)

19 Eylül Sabahı Daha güneş doğmadan, sokaklar uyanmadan yola düşüyorum. Yola çıkmak için en güzel saatlerdir benim için.
Eskihisar feribotuna bindiğimde saat 07:00'ye yaklaşıyordu. Aklımda kaba taslak çizdiğim rotam var.
GEZİ ROTASI


Bu günkü amacım mümkün mertebe Marmara'nın kıyısını takip ederek Erdek'e kadar yol almak. Hava bulutlu, yağmur ihtimali var.



Feribottan çıktıktan sonra Yalova yolunda yoğun bir trafik var, malum  bayram tatili başladı. Trafikten kurtulup Çınarcık yoluna girdiğimde karşılaştığım manzara yolun keyifli olacağının sinyallerini veriyordu.

Önümde bomboş ve virajlı bir yol uzanıp gidiyor. İlerledikçe dağ ve orman manzarasına denizde ekleniyor. Mavi yeşil ve gri tonlarda bir yolculuk sürüyor. Sık sık durup fotoğraf çekiyorum.



Çınarcıktan sonra Esenköy'e ulaşıyorum. Çay molası verip rotama göz gezdiriyorum.

Bundan sonra Gemliği görene kadar durmadan yol alıyorum.Sürüşten çok keyif alıyorum. Bir çok noktada fotoğraflık manzara görsem de durmak içimden gelmiyor, devam ediyorum.

(GEMLİK)
Gemliği Uzaktan izlemekle yetiniyor, sonra içinden geçip yola devam ediyorum. Gemlik'te durma gereği hissetmiyorum.
Doğrusu yolun kendisi ulaşılan yerden daha güzel.

Orman içinden devam eden,yer yer oldukça daralan ve bozulan yoldan ilerledikten sonra Mudanya karşıma çıkıveriyor. Hani" Senki bu yoldan geldin al sana mükafat"der gibi



Yolumun Üzerindeki Mudanya'da bir süre mola verip sokaklarını geziyorum. 

(Bu sokaklardaki tarihi ve renkli evler mübadele öncesi Rumlardan kalma) 

(1922'de Mudanya Ateşkes Antlaşmasının imzalandığı ev. Müzeye dönüştürülmüş.)
Mudanya dan çok merak ettiğim zeytin yağı ile meşhur Trilye'ye doğru yol alıyorum. 
Öğle saatlerinde Trilye'ye ulaşıyorum. Yemek yeyip dinlendikten sonra önce sahili sonra tarih kokan sokaklarını dolaşıyorum.


(TRİLYE)

Trilye'nin dar ve eski sokaklarında bir çok tarihi ev, kilise ve cami bulunmakta. Buradaki
evler Mübadele öncesi Rumlardan kalma.




(TAŞ MEKTEP)


Bu tarihi gezintiden sonra yüksekçe bir tepe üzerindeki Çamlıkahve de deniz manzarası eşliğinde çay içip sonra yola koyuluyorum.


Bundan sonra Karacabey üzerinden geçip Erdeğe kadar benzin molası dışında durmadan devam ediyorum.
Akşam altı gibi Erdek'e varıyorum. Kalacağım öğretmen evine motoru ve eşyaları bırakıp kendimi sahile atıyorum.

Oturup gün batımını izliyorum. Güneş tamamen yitip karanlık çökene kadar neredeyse kıpırdamıyorum. Bu gün batımı seremonisi bütün yorgunluğumu alıyor.





Ertesi gün hazırlanıp yola düştüğümde saat 9'u geçiyordu. Niyette Kapıdağ yarım adasının çevresini tamamen dolaşmak var.
Aslında bir ada olan Kapıdağ zaman içerisinde dalga biriktirmeleri sonucu karayla birleşip yarım ada özelliği kazanmıştır.
Yarım ada çevresi gezisine ocaklar sahiline uğramakla başlıyorum sabah saatlerinde oldukça tenha.


Yola devam ediyorum beklentilerimin ötesinde bir yol, harika manzaralar eşliğinde yolculuğun keyfini çıkarıyorum. Hava bulutlu ve nemli bir kaç damla yağmur atıştırıyor fakat devamı gelmiyor. Sık sık durup fotoğraf çekiyorum.



Kıyı boyunca uzanan bu kıvrımlı yolun neredeyse her virajında karşıma çıkan muhteşem koyları,
falezleri, köyleri ara ara durup fotoğraflıyorum. Durup izledikçe içimden şiir gibi, şarkı gibi yol diyorum.








Öğle saatlerinde sıcaklık iyice attığı zaman harika bir plaj ile karşılaşınca iki saate yakın yüzüyorum.

(Ormanlı Köyü Plajı)
Buradan ayrılıp Ballıpınar köyüne doğru yola düşüyorum. 13 km boyunca toprak bir yol var son derece yavaş ilerliyorum.

Yol üzerinde iklim gibi dış etkenler tarafından yarılmış granit bloku gözüme çarpıyor. Coğrafyacı olmam hasebiyle dikkatimi çekiyor. 

13 km sonra toprak yol bittiğinde karşılaştığım manzara muhteşem oldu. Uzunca bir zaman durup izliyorum. Geçtiğim köylerin en güzeli.


Köyün içine inip köy kahvesine gidiyorum. Köylüler çay ikram ediyorlar epey bir süre muhabbet ediyoruz. Çok sıcak kanlı insanlar.
Muhabbet esnasında köyün zeytin,kiraz, kırmızı soğan tarımı ve balıkçılık gibi ekonomik faaliyetleri olduğunu öğreniyorum.


Köylülerden Kirazlı Manastırının yerini öğrenip köyün içinden dağa doğru 6 km yol katedip manastır kalıntılarına ulaşıyorum.



Eski bir tapınak üzerine inşa edilmiş olduğu bilinen bu Ortodoks kilisesi 1922 yılına kadar Rumlar tarafından kullanılmıştır. 


Kirazlı manastırından sonra tekrardan yola düşüyorum. Bol virajlı ve manzaralı yol boyunca ilerleyip Bandırma tarafından Erdek'e dönüyorum.




Erdek'e dönüşte yol üzerinde  antik dönemden kalma bir kent olan Kyzikos kalıntılarını görmeye gidiyorum. Kazı alanı tamamlanmış değil bir kısmı hala toprak altında. Kalıntılara bakılırsa oldukça görkemli olduğu anlaşılıyor. Kazı esnasında özensizlikten bir çok parçayı kırmışlar.




Otele toz toprak içinde döndüğümde saat akşam altıya geliyordu. Bir günümü Yarım adanın çevresine ayırmış oldum. Bu yol aklımda kazınacak yollardan biri oldu.
Ertesi Sabah saat 7 civarı Erdek'ten Ayrılıyorum. Yolumun üzerinde Kuş Gölü Milli Parkı  var. Bir çok kuş türü için burası göç zamanlarında uğrak yerdir. Kuleye çıkıp kuşlara bakıyorum. Görevlinin verdiği dürbünü fotoğraf makinesinin objektifine yapıştırıp zoom amaçlı kullanıyorum.






Kuş Gölünden ayrılıp Ulubat Gölüne doğru yola koyuluyorum. Karacabay-Bursa arasındaki yolda Gölyazı tabelasını görünce ana yoldan ayrılıp göl yazı köyüne varıyorum.

Ulubat kıyısında, tarihi Roma'ya kadar uzanan bu köyde balıkçılık ve zeytincilik yapılmaktadır. Köyün etrafında Roma dönemine ait sur kalıntıları hala görülmektedir.


Köyün girişinde heybetli bir anıt ağaç var(Yaklaşık 750 yaşında) ismi Ağlayan Çınar, Çınarın altında çay bahçesinde çay içip sonra köyü dolaşıyorum.

Daha sonra köyün içini dolaşıyorum.Bir çok tarihi ev hala ayakta.


Balıkçılık temel geçim kaynağı. Gölde tutulan balıklar kıyıya çıkarıldıktan sonra hemen satılıyor.


Köyün etrafını dolaşıp fotoğraf çektikten sonra buradan ayrılıyorum. 





Gölyazı dan ayrılıp İznik'e doğru yola düşüyorum. Bursa'dan Orhangazi yönün de Bir süre ana yolu kullanıyorum. İznik gölüne ulaştıktan sonra gölün güneyinde köylerin içinden geçen yolu kullanıyorum.Bu yolda önce zeytinlikler karşılıyor sonra köyler sonra göl manzaralı yol beni Akşama doğru İznik'e ulaştırıyor.




İznik her haliyle tarih kokan bir şehir. şehrin etrafını saran surların bir kısmı hala mevcut. Hangi sokağa girerseniz Muhakkak tarihi bir cami, hamam,türbe, çini fırını gibi eserler ile karşılaştırırsınız. 
Hem Roma hemde Osmanlı dönemine ait bir çok tarihi eser var. Akşam karanlık çökmeden bir iki saatlik vaktim var. Fotoğraf makinemi alıp sokakları dolaşıp fotoğraflıyorum.


(Yeşil cami gittiğimde restorasyon çalışmaları vardı)


(İznik Müzesinde Roma dönemine ait eserler)
Ayasofya Cami

(Roma Tiyatrosu çalışma olduğu için alana girilmiyor.)
O kadar çok tarihi yer var ki fotoğraf çekmeyi bırakıyorum. Son olarak İznik göl kıyısına inip gün batımı eşliğinde çay içip günlük gezi faslını bitiriyorum.


Ertesi gün saat 9 gibi tekrardan yola çıkıyorum. bu sefer İznik gölünün kuzeyindeki yolu kullanarak Orhangazi'ye doğru yol alıyorum. Yol üzerinde Keramet kaplıcası var oraya uğrayıp iki saat kadar yüzüyorum.


Keramet kaplıcalarından çıkan sular yol kenarında şelale şeklinde dökülüyor.
Kaplıcalardan ayrıldıktan sonra pek durmuyorum. Orhangazi- Yalova üzerinden geçerek tekrardan feribotla Eskihisar'a geçiyorum.
Bir geziyi de bu şekilde bitirmiş oldum.



Bu gezide 4 günde toplamda 710 km yol yaptım. Gezi boyunca mümkün olduğunca ana yolların dışına çıktım, Gördüğüm her şeyden öte yolun kendisi gezinin en güzel kısmıydı.Bir çok yerde sadece fotoğraf çekip geçmedim orayı teneffüs ettim. Çok mola verip hem dinlendim hem manzara izledim.

4 yorum:

Motosiklet Montu dedi ki...

Yazıyı okurken sanki geziyi ben yapıyormuşum gibi hissettim :) çok güzel bir deneyim olmuş gerçekten. Bu gezi rotasını notlarım arasına alıyorum, kısmet olursa buna benzer bir gezi yapacağım :)

Motosiklet Gezileri dedi ki...

Teşekkür ederim. kısa ve çok keyifli bir rotadır şiddetle tavsiye ederim.

Motocicletas dedi ki...

Ben de bir bisiklet gezisi yapmak isteriz!

Unknown dedi ki...


Motosiklet
çok güzel bisikletler ilginç ve güzel de

İNÖNÜ YAYLASI GEZİSİ (13.04.2024)

13 Nisan Cumartesi günü scooter ile İnönü yaylasına çıkmak  için önceden plan yapmıştım. Ömer de bana eşlik edecekti ama son anda işi çıktığ...